Doğu Türkistan'dan başlayan ve Türkiye'ye uzanan zorlu göç hikayesiyle kurulan bu köy, adeta yaşayan bir kültür hazinesi olma yolunda ilerliyor.
Göçle Gelen Kültürün Mirası: Kazak Türklerinin Hikayesi
Altay Köyü'nün temelleri, 1935 yılında Çin'in Doğu Türkistan bölgesinden yola çıkan Kazak Türklerinin meşakkatli göçüyle atıldı. 1942'de Pakistan'a ulaşan bu topluluk, on yıl kadar burada kaldıktan sonra 1953'te Türkiye'ye iltica etti. Türkiye tarafından kabul edilen Kazak Türkleri, 1955 yılında Niğde'nin Ulukışla ilçesindeki bu topraklara yerleşerek Altay Köyü'nü kurdu. Bu tarihten itibaren köy, Kazak kültürünün Anadolu'daki önemli merkezlerinden biri haline geldi.
Otağlar, Kımız ve Geleneksel Lezzetler
Altay Köyü'nü özel kılan en önemli unsurlardan biri, halkın geleneklerine olan sıkı bağlılığı. Köy meydanına kurulan geleneksel otağlar ve misafirlerin Kazak kıyafetleriyle karşılanması, buranın otantik atmosferini gözler önüne seriyor. At yetiştiriciliği de köyde hala önemli bir yer tutuyor. Ziyaretçilere Kazak mutfağının eşsiz lezzetleri olan mantı, Özbek pilavı ve kımız ikram ediliyor. Bu ikramlar, köyün kültürel zenginliğinin bir parçası olarak öne çıkıyor.
Gastronomi Turizminin Yeni Adresi
Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün desteğiyle, Altay Köyü'nün kültürel ve gastronomik zenginlikleri turizme kazandırılmaya başlandı. Köy halkının girişimci ruhuyla hayata geçirilen projelerle, Altay Köyü'nün bir gastronomi ve kültür cazibe merkezi haline gelmesi hedefleniyor. Yöresel ürün pazarı, atlı kültür etkinlikleri ve geleneksel yemek festivalleri gibi planlanan faaliyetler, şimdiden hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmeye başladı.
Altay Köyü, sadece geçmişin izlerini taşıyan bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda kültürünü koruyarak geleceğe yürüyen ve Niğde turizmine yeni bir soluk getiren bir potansiyel barındırıyor.