Gücün tanımını şöyle yapabiliriz; bir insanın hedefine ulaşabilmesi için elinde bulundurduğu yetkinliğin toplamıdır. Güç için, bir bireyin herhangi bir özelliğinin diğer insanlara göre daha baskın olarak farkındalık oluşturması da diyebiliriz.
Bu açıklamalardan sonra gücü şimdi ikiye ayırabiliriz. Birincisini kişinin kendi özelliklerinden kaynaklanan güç olarak tanımlayabiliriz. İkincisini ise kişinin toplumda ait olduğu cemiyet ve benzeri yerlerden aldığı güç olarak tanımlayabiliriz.
Birinci sırada yer alan kişinin kendi özelliklerinden olan gücü irdeleyelim biraz. Güç, herkese göre göreceli bir kavramdır. Kimisi için beden kuvvetinden ibaret olabilir güç, kimisi için akıl, kimisi içinse cesaret olabilir. Günümüz dünyasına bir pencere açarsak; kişisel yetenekler, mezun olunan üniversitenin bölümü, uzman olunan dal, alınan özel eğitimler ve iş tecrübeleri bir birey için gücü temsil eder. İcra etmekte olduğu işteki başarı derecesi kişiye apayrı bir güç verir.
İkinci sırada gücü anlatmak istersek; kimisi için nüfuz gücü getirir. Kimisinin ailesinin sahip olduğu güç, onun için de güçtür. Ekonomik zenginlik de gücü temsil eder. Maddi zenginliğin yanı sıra sahip olunan makam da güç olarak önümüze çıkmaktadır. Bireyin içinde bulunduğu topluluğun dinamizmi de insan için bir güçtür. Bir dernek, bir siyasi parti, bir cemiyet ya da bir vakıf üyesi olmak da insanı birçok konuda güçlü kılmaktadır.
Gücü elinde bulunduran kişi her daim avantajlıdır. Oyun kurucudur ve oyundaki diğer unsurlar gücü elinde bulunduran kişiye ihtiyaç duyar. Güçlü olanın yanında olanlar için de aynı avantajlar söz konusudur. Güçlünün yanında oldukları için birçok ayrıcalıklardan onlar da faydalanır. Güçlünün karşısında olanlar içinse yukarıda anlattıklarımızın tam tersi söz konusudur. Güçlü olan, onlar için rakiptir. Güçlü olanın karşısında oldukları için her zaman risk taşımaktadırlar.
Güç, içinde bulunduğumuz çağa ve zamana göre değişebilen bir kavramdır. Geçmişte çok güçlü olan bir şey, günümüzde güç olarak algılanamayabilir. Aynı şekilde günümüzde gücü temsil eden birçok şey, gelecekte geçerliliğini yitirebilir. Günümüzde gücü; kendi güvenliğini sağlayabilen, ekonomik bağımsızlığa sahip, dışarıya bağımlılığı asgari olan, kendi öz kaynakları ile kendi ihtiyaçlarını rahatlıkla giderebilen, elinde bulundurduğu imkânlar ile birçok insanın bağımlık duyduğu bir unsur olarak tanımlayabiliriz.
Mesela internet egemenliği bugün için çok önemli bir güçtür. Sosyal medya ağları iletişim açısında muhteşem bir silahtır. Örnekleri çoğaltabiliriz ama yazılım ve bilgisayar teknolojisine sahip olanlar çok büyük bir güce erişmiş durumdadırlar. Enerjiye sahip olmak, gıdaya sahip olmak, su kaynaklarına sahip olmak, güçlü ve sürdürülebilir eğitim sistemine sahip olmak, milli ve manevi değerleri yüksek olan bireylere sahip olmak, savunma sanayisinde güçlü olmak (vb.) günümüz dünyası için süper bir güçtür.
Beyin gücü, yeni icatların bulunması, teknolojik gelişmelere ve değişimlere ayak uydurmak bizler için gücü temsil etmektedir. Güç, her şeyden önce durağan bir şey değildir. Kendi içinde de sürekli hareket eden, gelişen ve değişen bir kavramdır. Durağan bir güçten bahsedemeyiz. Durağan bir güç tıpkı güneş karşısındaki bir buzul gibi erimeye mahkûmdur. Evreni, gezegenleri, güneş sistemini ve dünyamızı incelediğimizde, görüyoruz ki sürekli bir hareket halindeyiz. Evrende duran hiç bir şey yoktur. Evrende her şey belirli bir hız ve ritimde hareket etmektedir.
Gücü elinde bulundurmak kadar gücü yönetmek de önemlidir. İşte burada akıl devreye girer. Elinde bulundurduğun gücü, akıl ile başarılı bir şekilde yönetebilirsen, rakiplerine fark atabilirsin. Gücün tarihsel gelişimine baktığımızda beden gücü ve sayısal çoğunluk ile farkındalık oluşturan güç bugün yazılımlarla ve yapay zekâ ile tanımlanmaya başlanmıştır. Ama tarihten günümüze güç konusunda değişmeyen bir şey vardır. O da gücün yönetimidir. Gücün yönetimi ise, sadece akıl ile olur. Akıl ile gücü yönetmek için yeni bir terim ekleyebiliriz. Bu terimin ismi “Strateji”dir. Strateji ile karşındaki rakibin senden güçlü dahi olsa, rakibinin zayıf yönlerini analiz eder ve saldırıyı tespit ettiğin zayıf yönlere yaparsan, zafer senin olacaktır. Strateji ile elinde bulundurduğun gücü doğru kullanırsan ve rakibin elinde bulundurduğu gücü kullanamıyorsa, büyük bir avantaj kazanmış olursun. O zaman şunu da söyleyebiliriz. İnsanoğlunun tarihsel gelişiminde değişmeyen tek unsur akıl gücüdür. Yani gücü yönetecek olan kuvvet akıldır. Günümüzde de akıl sayesinde insanoğlu kendini güvende ve güçlü hissetmektedir.
Güç, yaşadığımız dünyanın iktidarı olmak için ihtiyaç duyduğumuz en önemli şey olarak karşımıza çıkmaktadır.
Son Söz: “Güçlü kimse insanları güreşte yenen değil belki hiddet anında kendini zapt eden iradesine sahip olan kimsedir.” Şems-i Tebrizi
