Afrika, doğallığı ile her zaman büyülü bir kıta olmuştur. İnsanlık tarihine baktığımızda en eski insanlık yaşantılarının kalıntıları Afrika’da önümüze çıkar. Afrika, hem tarih hem de doğallık olarak mükemmel bir kıta olarak varlığını sürdürmektedir.
Ancak sanayileşmenin ve teknolojinin uzağında olan Afrika sadece bedenen gücüyle artık mücadele edilemeyeceğini çok acı olarak anlayacaktı. Çünkü sanayileşmesini tamamlamış teknolojiyi daha çok para ve menfaat sağlamak için kullanan onların deyimiyle beyaz adam onlara bütün kötülükleri yapacaktı. Çünkü beyaz adama hammadde lazımdı. Düşük maliyetli çalışacak işçi lazımdı. Daha kaba bir tabirle köle lazımdı.
Ayrıca ürettikleri ürünlere de pazar lazımdı. Bunun için hem hammadde kaynağı hem ucuz işçi kaynağı hem de ürettikleri ürünleri (özelliklede silah bunların başında gelir) pazar kaynağı bulmaları gerekti.
İşte bütün bunlar için Afrika bulunmaz bir nimetti ve önlerinde duruyordu. Devletleşememiş siyasi birliklerini tamamlayamamış sanayileşme ve teknolojiden uzak özetle ilkel insan toplulukları tam da aradıkları şeydi.
Hem misyonerlik faaliyetleri ile kendi dinlerini yayacaklardı. Hem de siyasi birliklerini tamamlamalarının önüne geçmeleri için kabileler arasında savaşlar çıkaracaklardı. Her çıkan savaş silah için pazardı. Birleşemeyen ve ayrılan bölünen her şey kolay yönetilirdi. Yüzyıllarca hem sömürdüler hem yönettiler. Kendi dinlerini empoze ettiler. Kendi dillerini empoze ettiler. Gemilerle kendi kıtalarına gönderilerek köle olarak kullanıldılar. Bu gün dahi dünyanın en güçlü en gelişmiş ülkeleri başında gelen Amerika Birleşik Devletlerinde bile hala siyah derili insanlara çok acı ama insan muamelesi bile yapılamamakta bu çok acı bir şey.
Yönettiler. Yıllarca hem sömürdüler hem yönettiler. Daha sonra da tıpkı Ortadoğu’da ve dünyanın diğer yerlerinde yaptıkları gibi kendi menfaatlerine yakın insanları iktidara getirerek sömürmeye devam ettiler. Kendilerinden olmayan insanları ise devirdiler ve kendi yandaş iktidarlarını kurdular. Birbirleri ile çatıştırdılar. Çatıştıkça para kazandılar. Bebeklerin çocukların gözyaşları içinde kadın erken bebek çocuk demeden herkesin kanının döküp kan göletleri için de eğlenerek kahkaha atarak yönetmeye devam ettiler. Ve hatta devam ediyorlar. Bu gün susuzluk ve kıtlık içinde çocukları gören insanlık medeniyeti acaba kendinden utanmıyor mu! Yıl 2021 ve hala dünyanın bir yerinde susuzluktan açlıktan çocukların hayatını kaybediyor. Bulaşıcı hatalıklardan insanlar hayatını kaybediyor. İnsanlığın en temel ihtiyacı olan açlık ve barınma ihtiyacı ile karşı karşıyalar. Bir tarafta ise bir kıtayı satın alacak zenginlikte ve israfın hat safhada gezdiği insanlar bu insanlık ayıbını görmezlikten gelerek güle oynaya hayatlarını devam ettiriyorlar.
Başkasının acıları üzerine kurulan mutluluklar sona ermeye mahkûmdur. İlahi adaletten temennimiz bu gün bu masum çocuk, kadın, yaşlı insanların acıları ile kurulmuş olan mutluluk tahtlarının bu insanların acıları ile yerle yeksan edilmeleridir.